Politik konjonktürel dalgalanmalar seçmeni, ekonomi politikayı, politika ekonomiyi nasıl etkiler? Politik Konjonktür Dalgalanmaları teorisine göre, politikacılar seçimlerde şanslarını arttırmak için fırsatçı politikalar izlemeyi tercih eder. Bu sebeple seçim dönemlerinden önce, ekonomide hızlı büyüme ve düşük işsizlik sağlamak amacıyla toplam talebi arttırıcı politikalar izlenir. Seçimlerden önce, ücretler ve emekli maaşları, sağlık ve eğitim harcamaları artırılır. Hayatı çekilmez hale getiren zamlar seçim sonrasına ertelenir. Politikacılar sadece seçimleri kazanabilmek için her türlü manipülasyona başvurur, geniş seçmen kitlesini yönlendirir, ideolojik politikalarla da kendi seçmen grubunun oylarını kazanmaya çalışır. Böyle yapılarak seçmenin politik tercihini yönlendirmek kolay olsa da politik sonuçlarını kontrol etmek zordur.
Seçmen çıkış yolu arar
Bu politikalar, siyasetçinin geleceğini garanti altına alırken seçmenin geleceğini her seçim bir öncekinden daha zora sokar. Kartopunun yuvarlanarak büyümesi gibi; sorunlar giderek büyür. Geleceğe güvenle bakanların sayısı, bankadaki tasarrufların miktarı günden güne azalır, işsizlik, banka kredi ve borçları artar, işsizler bir tarafa kariyer sahibi insanlar da hayatlarını taksit ödeyerek geçirmek zorunda kalır. Bütçesine göre; değişse de herkes taksitli hayatın bir parçası olur. Taksit ödemeye endekslenen hayat, mutluluğu azaltır; stresi çoğaltır. Bunun sonucu olarak da seçmen tercihi kendiliğinden değişir. Seçme, hayatı ucuzlaştıracak, hizmet ve refahı artıracak çıkış yolu; yeni umut, yeni ufuk aramaya başlar. Burada iktidar partisiyle arasında oy geçirgenliği olan partiye kendiliğinden oy akışı başlar. Bu geçişi engellemek için yapılan vaatler, eskisi gibi inandırıcı bulunmaz. ‘Aynı şeyi yaparak farklı sonuç beklenmeyeceğini’ yaşayarak öğrenen seçmen, ‘zamanında neden yapılmadığını’ sorar. Kimin, ne zaman, nerede ateşlediği belli olmayan, patlayınca ancak fark edilen, gizli yanan fitilli bir bomba gibi; seçmende tercih değişikliği patlaması olur.